Yaşıtlarımla yaşlandım… Ne mutlu bana!

Üstüme gergedan otursun ki yalan söylemiyorum.

Ben, eski ben değilim.

Artık hangi mağazaya girsem küçük şeyler değil,büyük şeyler dikkatimi çekiyor.

Artık küçük diye problem ettiğim bir şey kalmadı bana dair.

Artık çevremdekilerin nazar edebileceği sadece sağlığım var elimde.

Artık eskisi gibi kalabalık gruplarla dolaşamıyorum.

Kulağıma fil kaçsın ki doğruyu söylüyorum.

Ben, eski ben değilim.

Artık yüksek sesle müzik dinlemek beni rahatsız ediyor.

Artık geçen zamana daha fazla değer veriyorum.

Artık eski çapkınlığımdan eser kalmadı,tek kadına dertlerimi anlatmak yetiyor.

Artık nasihat almak yerine herkeze nasihat veriyorum.

Göğüs kıllarımın arasından zürefalar görünsün ki gerçekleri paylaşıyorum.

Ben, eski ben değilim.

Eskisi gibi geceleri uyanıyorum fakat seni düşündüğüm için değil,tuvaletimi tutamadığım için

Eskisi gibi üç öğün yemek yiyorum fakat acıktığım için değil,yemekhanede öyle çıktığı için

Eskisi gibi çocuklarımla görüşüyorum fakat özlediğim için değil,ayda bir beni ziyarete geldikleri için

Eskisi gibi erkenden uyanıyorum fakat işe gitmek için değil,hocanın davetine uyup dersime çalışmak için

Kafamda kalan üç beş tel saçım da dökülsün ki en samimi düşüncemi paylaşıyorum.

Ben, eski ben değilim.

Keşke diye düşünüp,eskilerime ve eskitemediklerime ağlamıyorum

Keşke diye düşünüp,yapamadıklarımı ve yaptıramadıklarıma ağlamıyorum

Keşke diye düşünüp,yarınlarıma aktaramadıklarıma ağlamıyorum

Ben bir aralar eski bendim. Haklısın… Fakat ben çok değiştim.  Arada benim gibi yaşlılarla oturup tartışıyoruz. Bunca sene sonra neydi elimize geçen diye. Belki de hayatımda gördüğüm en sessiz ve öğrenme odaklı tartışmalar bunlar. Herkes suskun bir şekilde pür dikkat durmuş ve acaba biri bunun cevabını verebilecek mi diye bekleyen gözler hakim etrafa. Ama çıt yok. Herkes birbirini neden bilmiyorsun cevabı diye azarlıyor,hiç konuşmadan,bağır çağır.

Ben bir aralar eski bendim. Haklısın… Fakat ben çok değiştim. Kirpiklerim bile buz tuttu,şahit olduklarım yüzünden. Herkes kıllarımdaki beyazlığı yaşlılıktan zannediyor olsa da bu sırrı bir sen biliyorsun.

Değişen bir ben değilim. Bak adresimde değişti. Çocuklarım beni,kendilerine huzur ortamı sağlamak için huzur evine bıraktılar. İyi ki zamanında sivil toplum örgütleriyle çalışıp,buraların problemleriyle ilgilenmişim yoksa şimdi başıma dert olacaktı her biri… Bazen acaba beni buraya değilde buradan sonra gideceğim cami avlusuna m bıraksalardı erkenden.Hep çocuklar bırakılmaz ya avluya,benide bırakıp kaçabilirlerdi. Bende en masum halimle,hocanın beni bulmasını beklerdim. En azından şu anda bırakıldığım yerde “nasıl yaşarsan yaşa,gelirsin bir gün bu yaşa “ örnekleriyle karşılaşmazdım. Ama haklarını vermek lazım,örneklerin hepsi tek tek birer inci. Ama bu aralar pırlanta moda olduğundan onlarıda buralara bırakmışlar.

Değişen bir ben değilim. Değişen zamanın,hayatın ta kendisi…

Seninle tanıştığımız parkta alışveriş merkezi var.  Seninle oturduğumuz muhallebici artık emlak ofisi.

Her zaman korktuğumuz o ak sakallı adam bile ben oldum.

Sana ,tanıdığım, duygularını geviş getiren, insanlar üzerine yemin ederim ki ben çok değiştim.

Kaynak: http://emre.bestfm.com.tr/

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.